Mansiyon (KAAT), Karapınar Güneş Enerjisi Santrali SCADA Merkezi Binası Mimari Proje Yarışması

Sanayi devriminden bu yana yaklaşık iki yüz yıldır ekonomik karlılığa odaklı bir zihniyetle varlığımızı sürdürüyoruz. Bindiğimiz araçlardan enerji üretme yollarımıza, kullandığımız bankacılık sistemlerine, bina yapım yöntemlerimize kadar birçok farklı sektörde bu zihniyetin üretimlerini gözlemleyebiliyoruz. Ekonomik kârlılığın ön planda olduğu bu söylemde çevre kendine yer bulamıyor. Bunun doğal bir sonucu olarak denizlerimizi kirlettik, atmosferimizi bozduk ve buzullarımızı erittik. Şimdi umutsuzca 200 yıldır yaptıklarımızı geri almaya çalışıyoruz.

Yeni bir yüzyıl, yeni gerçekliklerle yeni bir anlayış (zihniyet) gerektirir. Bu nedenle, ekonomik karlılığa odaklanmayan, sürdürülebilir olanın olumlu bir söylemden çok bir zorunluluk olduğunu anlamamız gerekiyor. Elektrikli araçlarda, temiz enerji üretim yöntemlerinde, merkezi olmayan finans sisteminde (de-fi) vb. bu yeni zihniyetin çıktılarını şimdiden gördük.

20 milyon metrekarelik bir güneş enerjisi santralinin ortasında yer alan SCADA Veri Üretim Merkezi, yeni yüzyılın bu yeni ve zorunlu anlayışının en nitelikli örneklerinden biridir. Proje alanındaki panellerin varlık nedeni (raison d’etre) Güneş’in her sabah doğudan doğması ve her akşam batıdan kaybolmasıdır. Yapay ve doğal olanın birbiriyle temas ettiği noktada, bir veri üretim merkezinin varlığını doğrudan üzerinde bulunduğu topraktan kurması son derece anlamlıdır.

Önerimizin adı olan “Logos”, eski İyon kültürü tarafından topraktan üretilen bilgi kavramı için kullanılmıştır. Bu şekilde Logos, üzerinde durduğu çöl toprağının ortasından türetilen bir bilgi üretme merkezi olarak hiçliğin ortasında görünür.