Ormanköy Yaşam Merkezi

İstanbul Çekmeköy’de bulunan Ormanköy Yaşam Merkezi mimari konsept tasarımı Y. Mimar Mustafa Kemal Kayış’a aittir. Mimari uygulama projeleri DAP YAPI Mimari Proje Geliştirme Departmanı tarafından hazırlanmıştır.

Çekmeköy orman dokusu ile sarılı, 60 dönüm doğal park içinde bulunan Ormanköy Yaşam Merkezi projesinde, yaklaşık 4 dönüm büyüklüğünde biyolojik gölet teşkil edilerek orman dokusu ve Toplum Merkezi ilişkisinde arakesit oluşturması amaçlanmıştır. Arazinin çevrili olduğu kamusal parka göre daha üst kotta, hakim bir tepede yerleşimi sayesinde hem orman manzarasına hakim bir noktada bulunarak doğayı daha iyi görmek ve algılamak imkanı sunar, hem de daha iyi görünmek – algılanmak imkanına kavuşur. Proje alanına Çekmeköy merkezinden yürüyerek, bisikletle, elektrikli araçlarla ulaşım sağlanabilir, yanı sıra 60 araçlık otopark bulunmaktadır.

Yapının tasarımı sürecinde, sade ve çarpıcı geometrik formu ile özgün – ikonik – akılda kalıcı bir etkiye sahip olması planlanmıştır. Orman dokusu içerisinde, basit beşik çatı formunun yapı içerisinde geniş açıklık yaratmak amaçlı olarak zemine kadar indirilmesi sayesinde fonksiyonel kazanımların yanı sıra mimari açıdan da basit ama akılda kalıcı bir etki oluşturulmuştur. Strüktürün binanın içinden görünmesi sayesinde formun iç mekanda da sürekliliği sağlanmıştır. Beşik çatı formuna yatayda dikdörtgen prizmaların eklenmesiyle fonksiyonel alan kazanımları genişletilmiş, yapının şeffaflaştığı bölümler tanımlanmıştır.

Yapı özünde çift cidarlı beşik formda bir ahşap kabuğun parsel üst köşesinde kırılarak, bu kabuğun kısa üçgen alınlı kenarlarındaki şeffaflığa destek olacak şekilde uzun kenarlara eklenen şeffaf prizmaların bütünleştirilmesi marifetiyle oluşturulmuştur.

Kapalı alanlara ek olarak, yapının kütlesi ile orantılı olacak şekilde strüktürün devamı niteliğinde çelik çapraz kolonlara taşıtılan geniş saçaklar yer almaktadır.

Üçgen alınların yol kenarında olanı, geniş çim açıklıklardan erişilen anıtsal merdivenlerle yapı girişini tanımlarken, diğer koldaki, ormana ve bio gölete dönük üçgen alın, yapının içerisinden geçilerek dış ortamla bütünleşen, manzarayı çerçeveleyen, günbatımında güneşi yakalayarak içeride romantik bir atmosfer oluşturan özellikler taşımaktadır. Yapının kabuğunda gördüğümüz ahşap kaplama iç mekanda ve zeminde de devam ederek yapının kabuk etkisini sürdürmesini sağlamaktadır.

Yapının ana girişinden ortak hol/çok amaçlı salona ulaşılır ve burada hakim orman cephesinin gölet ile buluşması gözlemlenir. Bina merkezinde, zemin katta 3 adet, 1. katta 2 adet olmak üzere toplam 5 adet stüdyo bulunmaktadır. 1. Katta bulunan fuaye-galeri boşluğu ilişkisi sayesinde bina geometrisinin orman dokusu ile birleşimi göz seviyesinin üzerinden gözlemlenmesi sağlanmıştır. Bodrum katlarda teknik ofis ve mekanik hacimler gibi zaruri ihtiyaçların yanı sıra 2m derinliğinde yarı olimpik yüzme havuzu, fitness, sauna & buhar odası, masa tenisi gibi dört mevsim kullanılabilir fonksiyonlar eklenmiştir.

Park alanı içerisinde 2 adet farklı kotta gölet bulunmaktadır. Her iki gölet de içilebilir su kalitesinde olması amaçlanmıştır. Çevre yaban hayatın yanı sıra misafirlerin evcil hayvanlarını da güvenle getirebilecekleri bir merkez olması açısından kimyasal kullanımından uzak durulmuştur.Biyolojik göletin ana prensibi olan, kompozit bitki dokusu ile filtreleme sağlanmış, minimum bakım maaliyetleri hedeflenmiştir. Alt kotta yer alan gölette alabalıklar yaşamaktadır.

İç ve dış mekanlarda -orman dokusunda olduğu gibi- zaman ile değişeceği ön görülen ahşap kaplamalar kullanılmıştır. Aynı ahşap malzemenin iç ve dış mekanda kullanılmasıyla oluşacak doku ve renk farklılıkları, ormanın mevsimsel değişimlerinde rastladığımız farklara benzer zenginlik katması hedeflenmiştir.

Park alanında yer alan aktivite fonksiyonlarına ek olarak ceylanlar, atlar, sincaplar, ördekler vb birçok hayvanın barınağı ve yaşama alanları düzenlenmiş, gerekli servisler çözümlenmiştir.