Titanic Comfort Kurfürstendamm

Yeniden inşa edilen Berlin’in Bauhaus modernizmi, brütalizmi, eklektizmi ve ütopik estetik ve postmodern tasarımı, mevcut binayı tıpkı Berlin gibi yeniden şekillendirmek için Designist’e ilham vermiştir.

Projenin bütçe ve zaman açısından zorlayıcı olması ile beraber, binanın soğuk cephesinin yenilenmeyecek olması, lobinin küçük oluşu gibi sorunlara çözüm getirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, mevcut binanın soğukluğu hafifletmek için, , deri koltuklar, heykelsi resepsiyon masası, ipeksi füme ahşap dokulu duvarlar ve loş aydınlatmayı, deri şeritli perdelerle çerçeveleyerek, içerideki sıcacık hayatı sokağa yansıtmak amaçlandı.

Projede yangın kapıları gibi mevcut birçok unsurun değiştirilmesine izin verilmemesi sebebiyle, yeni tasarıma uymayan kapılar için çözüm üretilmesi gerekiyordu. Lobi ile diğer mekanlar arasında geçirgenliği arttırmak için kurgulanan cam lumbozlu, pirinç kollu kapılar ile mevcut kapıları harmanlamak için delinemeyen kapılarda lumbozlara cam yerine ayna takıldı. Personel alanlarının lobiye açılan kapıları ise füme ahşap duvarda gizli kapı yapılarak çözüldü.

Lobiden kahvaltı salonuna giden yol çok dar ve keyifsizdi, bunun yerine lobiden asansör holünü geçerek ulaşılan kış bahçesi üzerinden ulaşılması planlandı. Asansör holünde duvarda yuvarlak büyük bir pencere açılarak kış bahçesinin hayat kesiti gösterilmiş oldu. Tüm alanlarda insan vücudunun 24 saatlik döngüsüne saygı duyan, ayarlanabilen sirkadyen aydınlatma sistemi yerleştirildi. Bu sistemle, kullanıcıyı uyarıcı değil rahatlatan bir atmosfer yaratılması amaçlandı.

Restoranın mevcut düzeni değiştirildi ve L şeklinde yeni bir büfe yapılarak kullanıcılar ve personel için daha kolay bir sirkülasyon kurgulandı. Restoranın iç kısmı, yüksek deri sedir alanı ile kahvaltı alanı olarak, ikinci ve kış bahçesine bakan kısım ise bar ile gece de çalışabilecek şekilde tasarlandı. Kış bahçesini yansıtmak üzere füme ayna üzeri şık aplik uygulaması yapıldı. Sedirin neolith ve yeşil kadife kumaşı ile zarif bir atmosfer yaratıldı.

Kış bahçesi restorandan ahşap aynalı bölücülerle ayrıldı. Taba, turuncu, yeşil gibi canlı renkler, biyofilik elementlerle beraber harmanlandı. Bar arkası zümrüt yeşili seramik karo ile karşı duvarda Arte Walls’ın botanik desenli ve yoğun dokulu duvar kağıdı birbirini tamamlayacak şekilde kurgulandı. Kullanılan taba rengi deri sedir ile yarı boy ahşap duvar, kullanıcıya vintage ve samimi bir his sunmaktadır. Farklı tür etkinliklere izin verecek şekilde farklı oturma grupları yerleştirildi. Kalabalık gruplar için Dr.Light cam sarkıtlarla ısıtılan yuvarlak masa, çalışmak isteyenler için gizli prizli yüksek masa, bar oturum alanı ve koltuklu oturma alanı kurgulandı. Yangın yönetmeliği sebebi ile tüm tavan cam konstrüksiyon yapılamadı bunun yerine oturma grubu üstüne ışıklık yerleştirildi. Metal asma tavan uygulanarak bahçe hissiyatını vermek için bitkiler asıldı.

Düşük bütçe nedeniyle odaları hayata geçirmek daha zorluydu. Berlin’in dinamizmini odaya taşımak için siyah şerit uygulaması duvarlar ve perdelerde yapıldı. Yatak başında bir sanatçı fırça darbesi sticker olarak uygulandı. Bazı odalarda mevcut yatak başı taba deri sırtlıkla yenilenerek, yuvarlak vintage apliklerle farklı bir görünüm kazandırıldı. Mevcut komodinler baskılı cam tabla ile yenilendi. Bazı odalarda ise taba deri yeni yatak başlığı üretilerek, maskülen ve zarif apliklerle uygulandı. Mevcut berjerler değerlendirilerek, yeni sehpa ile beraber kullanıldı ve yatak altına geometrik halı serilerek Berlin’in dinamik havası vurgulandı.

Designist yeniyle eskiyi beraber kullanarak, otele yeni ama vintage bir hava vermeyi başarmıştır. Covid sürecinde seyahat edilemeden, İstanbul’dan yürütülen proje, Designist’in iletişim beverileri ve deneyimi ile başarıyla hayata geçirilmiştir. Yenileme projeleri sürdürülebilirlik açısından çok değerli ve Titanic Hotel Kurfürstendamm tasarım mekanları yaratmak için yıkarak enerji harcamamıza gerek olmadığının harika bir örneğidir. Küçük bir etki ve tasarımcının sihirli dokunuşlarıyla eskiyi yeniye dönüştürebiliriz.