Ulus Evi
Designist tarafından tasarlanan Ulus Evi ev sahibinin sanat koleksiyonu için uygun bir atmosfer yaratmayı hedefliyor.Ulus Evi, İstanbul’un prestijli konut bölgesinde, Boğaz’ın muhteşem manzarasına hakim bir konumda yer alıyor. İkonik mobilya parçaları kullanılarak, ev sahibinin hayranlık uyandıran sanat eseri koleksiyonu için zarif bir atmosfer oluşturacak şekilde tasarlanmış olan evin büyük salonun tam ortasında yer alan iki sütun, mekandaki üç bölümün ayırıcısı olacak şekilde planlanmış. Tasarım sürecinde bu iki kolon o kadar akıllıca tasarlanmış ki, tüm konsepte çarpıcı ama aynı zamanda incelikli bir dokunuş kazandırmış. Bu nedenle bu iki sütunu giydirmek için özel tasarımlı metal paneller kullanılmış. Tavanı keserek yukarıdan gelen dolaylı ışıklar eklendikten sonra, bu iki sütun mekanın ince odak noktası haline gelmiş.
Evin ilk önemli renovasyon kararlarından biri olarak, mevcut koyu kırmızımsı maun parke zeminin, daha koyu kahverengi tonlarında yeniden cilalanarak mekanı bütünleştirmesi ve sanat eserlerini öne çıkarması hedeflenmiş. Salonun karşılıklı iki tarafında biri şömine alanı diğeri ise özel tasarlanmış mini bar ünitesi olmak üzere iki fonksiyonel mekan konumlandırılmış.
Şömine tarafındaki önceden var olan bazalt cephenin eski görünümünü yenilemek için koyu gri taş levhalar kullanılmış. Şömine duvarının üzeri kapatılırken, aileye ait kitapların ve sanat eserlerinin sergilenmesi için ince raflar yerleştirilmiş. Aynı zamanda, tavana koyu aynalı lambriler eklenerek, büyük salonun bu dar kısmına bir derinlik kazandırılmış ve bahçedeki manolya ağacının görüntüsü salona yansıtılmış.
Ailenin çok değerli sanat eserlerine yumuşak ve ince bir arka plan oluşturması için büyük salonun tüm duvarları süet duvar kağıdıyla kaplanmış, bu sayede sanat eserlerinin canlı rengi ortaya çıkarak tüm mekana bir dinamizm kazandırmış. 20’li ve 50’li yılların çok önemli tasarımcılarından ikonik mobilya ve aydınlatma parçaları, ev sahibinin de yüksek zevkiyle seçilmiş.