Mithat Giyim Genel Merkezi
Limited Mimarlık tarafından tasarlanan ofisin yapımı 2008 yılında bitmiş.İnsanın yaşam süresi, verimli çalışabilme süresi ile bir yapının gerçekleşme süresi birlikte gözönüne alınınca; bir mimarın, eğer çalakalem sürüm yapmıyorsa, çok fazla sayıda iyi yapı geçekleştirebilme şansı kullanamıyacağını görüyoruz. Bir konuşmamda şöyle demişim:
"Bu topraklarda gelmiş geçmiş en yetkili mimar olan Sinan'ın uzun bir yaşam ve olağanüstü bir ekip desteğini de kullanarak ardında 327 yapı bıraktığını (Tezkiret'ül Bünyan) biliyoruz, belki bunların bazılarının bitmiş halini görmedi bile. çağdaşımız sayılabilecek Sedad Hakkı Eldem'in 90 kadar önemli projesi, 70 kadar da önemli yapısı var. Tekeli-Sisa bürosu, 45 yıllık meslek yaşamlarına 150 kadar önemli iş sığdırabilmişler. Mimarlık mesleği diğerlerine göre daha az iş üretilebilen bir alan. Ne bileyim, bir berber herhalde 50000 saç kesebiliyor, bir doktor, 15000 hasta ile ilgilenebiliyor. Bir tuval ressamı, 1000 kadar resim yapabiliyor. Ancak durum o kadar da ümitsiz değil. Yaşar Kemal'in 25 kadar romanı, Orhan Veli'nin 125 kadar şiiri var. İyi bir sinemacı, yaşamında 25 kadar film yapabilir. Ama çok şey anlatabilir. Tabi iyi işi belirleyen, nicelik değil, nitelik olmalı. Mimarlıkta bir yandan da müthiş bir yarış var. Bazen önemli bir uluslararası konkura beşyüzü geçkin proje katılır. Harcanan toplam emek-saat hesaplanırsa (yaklaşık, iküç milyon saat) bunun dehşet verici olduğu görülür. Tek birinci vardır ve bu emek bazen uygulanmayacak bir proje içindir."
Türkiye'de iş yapmaya gerçekten başlayabilmek için beklenen süreler, onay süreleri, bilgiye, mesleğe duyulan güvenin azlığı, ayrılan kaynakların kısıtlılığı, ikide bir patlak veren krizler, Batılıların giderek artan rekabeti ve diğer yavaşlatıcı ögeler gözönüne alındığında; durum, mimarlığın bu evrensel yetki kısıtlılığı sorununu da aşıyor. Böyle bir durumun bilincinde olmama karşın neden hayıflandığımı anlamak pek güç değil: çeşitli dışsal nedenlerle gerçekleşmeyen işlerimin, gerçekleşenlerden çok daha nitelikli, güncel ve ilginç olduğunu düşünüyorum. Mithat Giyim'in merkez ofisi de bunlardan biri, kaba yapısı bitmiş olarak bekliyor. Ama, eğer bitirilirse strüktür-saydam cephe giydirme ilişkisinin aykırılığı (çapraz konumlarına karşın, cephe kirişleri ile giydirme cephe düzlemi uzayda kesişiyor ve özel detaylarla bağlanıyor) ile; kent içinde cephede aşağıdan yukarı ve derinlemesine sera yaratma (daha önce Reklamevi'nde denenenin daha cesuru ve klima tesisatını taşıyor) çabasının özgün kurgusu ile, işlevden kaynaklanan farklı kat yüksekliklerinin dizgelenmesi ile, Şişli'nin bitişik düzende, bir beton bir cam süregiden bunaltıcı, alelade kent dokusuna özel bir katkısı olacağından eminim.
Aradan tam onüç yıl geçtikten sonra, 2007'de işverenimiz, nihayet yapısını bitirmeye karar verdi. Geçen zaman sürecinde yeni dükkanları için biz İşveren'imizi, arkadaşımız, meslektaşımız Armağan Ulusoy'a (Arma Mimarlık) emanet etmiştik. Mutlu bir ilişki sürdürmekte olduklarını da biliyorduk. Yapı yeniden gündeme gelince telif haklarımız gözetilerek bize danışıldı, değişen teknolojiye uygun olarak cephe yeniden ele alındı. İç mimari ise zaten konusunda çok düzeyli olan Armağan Hanım'a emanet edildi.
Böylece, tasarımdan on beş yıl sonra tarafların tümü için mutlu sona ulaşımış oldu.
Haydar Karabey