Baltok Camii

“Caminin minaresi bir kapı aslında; fani dünya ile ebedi dünya arasında, Allah(cc) ile kul arasında, hayatın başlangıcı ile sonu arasında...”

Balıkesir’de bulunan camilerin en önemli özelliği minareleridir. Bu bağlamda projede de caminin minaresi fani dünya ile ebedi dünya, Allah(cc) ile kul, hayatın başlangıcı ile sonu arasında bir kapı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapıdan girildiğinde ziyaretçileri karşılayan merdiven, zaman kavramı ile didaktik bir ilişki kurarken başlangıcı ve sonu olan bir öge olarak hayatı simgelemektedir. Merdiven bir yanından camiyi saran tuğla beden duvarı, diğer yanından brüt betondan bir sınırla çevrelenmiştir.

Camiyi sınırlandıran öge olan brüt beton duvar dışında çevresiyle ilişkisini kesen bir duvar bulunmamaktadır ve her noktadan camiye temas sağlanabilmektedir. Bu duvarın yanında, dünyayı anlamlandıranlar için kendilerini bekleyen cennet bahçesi olarak imgelenebilirken, kimileri için de dünyevi hayatı için nefes alacağı bir alan olarak değerlendirilen yeşil alan, zihinlerde canlandıramadığımız ölüm sonrası hayata istinaden kurgulanmış bir tasarım girdisidir.

Tam ortasındaki tek bir ağacın gölgesiyle sarmalanan avlu her noktadan açık, kottan gelen bir oturma alanı ile bütünleşik olarak kurgulanmıştır. Olumsuz hava koşullarında cenaze namazının da kılınacağı, cemaatin günlük hayatta iletişimini sağlayacak geçirgen bir alan avlunun sağında konumlandırılmıştır.

Bünyesinde toprak barındırması nedeniyle kullanılan tuğla, “Topraktan gelip toprağa dönme” inancını hatırlatması yönüyle tercih edilmiştir. Her bir tuğla farklı düzlemlerde hareketli olması yönüyle de yeryüzündeki tüm canlıların farklı özelliklere sahip olup aynı zamanda da bir bütünün parçası olmasını simgelemektedir.