Katılımcı, OSTİM Ekopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi Kentsel Tasarım Yarışması
Mimari proje raporu:SÜRDÜRLEBİLİR BİR EKOSİSTEM: OSTİM EKOPARK
Sürdürülebilirlik, mekanik sistemlere değil öncelikle mimariye dairdir. İklim değişimi kriziyle yüz yüze olan dünyada hem ekolojik hem de ekonomik olarak sürdürülebilir bir sistem tasarımı mimari için bir sorun değil bir fırsat alanıdır. Bu hedefle Ostim Ekopark, Özer / Ürger mimarlığın tüm tasarımında olduğu gibi, yapılardan oluşan bir yerleşke olarak değil, sürdürülebilir, yakın çevresiyle bütünleşik bir ekosistem olarak tasarlanmıştır.
1. Arazi Kullanımı
Sürdürülebilir bir yerleşke tasarımı, alanın yüzey şeklini iyi tanımak ve ona karşı değil, onun ürettiği potansiyel ve olanakları kullanarak olur. Ancak bu şekilde masraflı ve bol karbon salınımı üreten arazi işleri (site works) olmadan, ekonomik bir yerleşim mümkün olur.
Alanın en belirleyici parçası tepedir. Tepe doğudan batıya yükselerek gelen yer plağının doruk noktasıdır. Tepe bu noktadan batıya dramatik bir eğimle sonlanır. Bu kısım %40 eğimli bir bariyerdir ve alanın batı kısmını diğer parçadan ayırır.
Proje, ekopark ekosisteminin batıdaki bu kopuk küçük parçasını alanın rekreasyon ve yeşil alanı olarak tanımlar ve yapıları doğudan yükselerek gelen plak üzerinde tasarlar. Plağın oluşturduğu, yürümeye uygun, eğimle tepeye doğru yükselen düzleme yerleşen yapılar birlikte çalışan bir sistemin parçası haline gelir. Doğu batı uzanımlı bu düzlem yaya omurgasıdır. Omurga binaları bir arada tutarken kullanıcıları da farklı kotlardan tepenin en üst noktasındaki ana yerleşim alanına ulaştırır. Yaya omurgası tepenin doruk noktasında çözülerek aşağı doğru yeşil alanda erir. Alanın eğimli yerlerine yerleşmekten kaçınarak oluşturulan bu yerleşim, arazi eğimiyle uyumlu olduğu için istinat duvarı maliyetinde ve bu üretimin oluşturacağı karbon izinde ciddi bir azalma sağlamıştır.
Tepe üst noktasında yapıları aynı kotta toplayan bir düzlük elde edilmiştir. Bu alanda öncelikle tepenin profilini tekrar oluşturan ve sosyal alanları barındıran baza yapıları yerleşir. Kazılan tepe profilini tekrar tamamlayan bu bazaların teras çatıları, tepenin mevcut durumdaki kullanımına referansla, Ostim’in Ankara’ya açılan balkonlarını oluşturur. Yapılar bu bazaların üzerlerine, alanın en yüksek noktasına yerleşirler. Bu sayede 4 yönden ışık alan, günışığı aydınlanma süreleri uzun, manzaraya hakim ve havadar çalışma mekanları barındırırlar. Aydınlık, ferah, doğal havalan ofis ve laboratuar hacimlerinin mekanik sistemlere bağımlılığı azalır ve enerji sarfiyatları düşer. Projede, yapılar görünümleri ile öne çıkan strüktürler değil sürdürülebilir bir ekosistemin parçalarıdır. Yapıların çatıları üzerlerine yerleştirilen fotovoltaik sistemler güney batıya yönlenmeyi sağlayacak şekilde eğimlenirler.
Arazinin batısında yeşil bırakılan alan, tasarlanan ekosistemin ana parçalarından bir tanesidir. Açıkhava aktiviteleri ekoparkın hem ekolojik hem de sosyal olarak sürdürülebilir olması için çok önemlidir. Proje, bu yeşil alanın çok eğimli yerlerini bir koruluk olarak tanımlarken, ana yaya aksının devamındaki kısmını yenilenebilir enerji ve çevre teknolojileri müzesi olarak tanımlar. Bu alan tüm yakın çevredeki kullanıcıların, yerleşke çalışanlarının, öğrencilerin buluştuğu, çevre teknolojilerini üretildikleri alanda görme fırsatı buldukları interaktif, sosyal bir alandır.
2. Yakın Çevre Ekosistemlerine Eklemlenme
Sürdürülebilir bir ekosistem tasarlamanın ilk kuralı alanın etrafındaki mevcut ekosistemlerle birleşmek ve karşılıklı faydaya dayalı bir birliktelik oluşturtmaktır. Proje Ostim Ekoparkını çevresiyle bir bütün olarak ele alır. Arazi, Ostim İvedik ve Batıkentin merkezinde yer alan bir sosyal alan bütününün batı ucunca yer alır. Bu alanın tüm çevre yerleşimleri birleştiren bir merkez görevi üstlenmesi Ostim Ekoparkını bilinirliğini, kullanımını artıracaktır. Bu sebeple proje Ostim Ekopark yerleşkesinin bu sitemin bir parçası ve destekçisi olmasını hedefler. İçerisinde Ostim Çıraklık Eğitim Merkezi , Gazi Üniversitesi Ostim Meslek Yüksek Okulu gibi eğitim ve Ostim Stadı, Abdulkadir Geylani Camii gibi kamu yapılarını barındıran bu alanı güney ucundan Cevdet Dündar caddesi boyunca kuşatan yeşil alan, ekoparkın ana yaya omurgasıyla bağlanarak alanın batısındaki yeşil alanlarla entegre edilmiş ve doğudan batıya kesintisiz bir yeşil kuşak elde edilmiştir. Bu yeşil omurga alanın çevredeki tüm bileşenlerinin buluştuğu sosyal bir açık alandır.
Ekoparkın en yakınındaki ekosistemlerle entegrasyonu kadar önemli ve sürdürülebilir bir sistemin ana belirleyicisi de alanın mevcut altyapı sistemleri ile, toplu ulaşım, fosil yakıt kullanmayan ulaşım ağları, entegre olmasıdır.
Bu amaçla proje, yakındaki metro istasyonu ile ekoparkı farklı ulaşım biçimleriyle birbirine bağlanarak, araç kullanımının azaltılmasını önerir. Bu yollardan ilki arazinin kamusal alanında ve metro bölgesinde önerilecek bisiklet merkezleridir. Bu merkezlerde geri götürme zorunluluğu olmadan alınan bisikletler ile metro ve ekopark arasında ulaşım sağlanacaktır. Mevcut bisiklet yolu altyapısın iyileştirilmesi ve arazinin içerisinde sürekliliğinin sağlanmasıyla, kullanıcıların metro kullanması özendirilecektir. Diğer bir öneride elektrikli servis araçlarıyla ekopark, Ostim, İvedik, Batıkent ve metro durağı arasında bir ring hattı kurulması ve bu sayede özel araç kullanımının azaltılmasıdır.
Bu yaya odaklı yaklaşım ekoparkın içinde de sürdürülmüştür. Araçlar için gerekli tüm servis yolları dış çeperde çözülerek yaya omurgası tümüyle yayaya ve yeşile terk edilmiştir. Otoparklar yeraltında yaya omurgasını altında tüm yapıları birleştirecek şekilde çözülmüştür. Yaya aksına acil durumlar dışında araç alınmaz.
(ARAÇ DOLAŞIM ANALİZİ)
Alanın batısında yeşile terk edilen açık/kapalı hava müze alanı tüm alan kullanıcıları için bir buluşma alanı olmak yanında yakın çevre için bir rekreasyon ve spor alanıdır. Bu sayede kullanıcılar doğa ile buluşmak, yürüyüş yapmak için ararlarını kullanarak karbon üretmek yerine ekoparkın içindeki yeşil alanı kullanırlar.
3. Etaplama
Bir master plan sadece ekolojik olarak değil ekonomik olarak da sürdürülebilir olmalıdır. Proje bu anlamda, irrasyonel, pahalı tasarımlar yerine uygulanabilir ve yapıların görünümü yerine sistemin kendisine odaklanan bir yaklaşım önerir. Bu anlamda ekonomik sebeplerle etaplanarak uygulanacak ekopark tasarımında amaç bütüne ulaşırken izlenecek yolda kurgulanan her etabında uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasıdır. Bu amaçla proje tek tek ve birlikte var olabilen etaplardan birleşmesiyle oluşur.
Etaplama için 6 aşama öngörülmüştür. İlk etapta mevcut TSE binasını karşısındaki alana yapılasılacak ve bu iki yapının birlikte hizmet alması sağlanacaktır. Daha sonraki 3 etap saat yönü tersine tepe etrafına yerleşecek ve bu 4 etap sonuna kadar araziyi ikiye bölen mevcut ara yol korunacaktır. Kalan 2 etabın yapımında yol kaldırılıp tüm kampus tek parça haline gelecektir.
4. Diğer Sistemler
Mekanik sistemlerin kullanımı da sürdürülebilir bir yerleşke tasarımında önemlidir. Ancak bu sistemler alana dair (site specific) olmadıkları için projenin daha ileri aşamalarında gerekli enerji modellemeleri yapılarak karar verilmelidir. Atık Yönetimi, su yönetimi (arıtma, gri su, yüzey sularının toplanması vb), karbon yönetimi konuları ve kojenaray.