The Haze Karaköy Hotel
GC Mimarlık projeyi anlatıyor:The Haze Karaköy, geçmişte bir dönem fırın olarak kullanılan Keçeli Han ile, hemen bitişiğindeki girişi 4.60 m olan eşsiz tavan yüksekliği ve Neoklasik üslupta anıtsal betonarme mimarlığın bir örneği olan ve 1930'lu yıllarda Makara Fabrikası olarak kullanılan tarihi binanın mekansal birleşiminden oluşmuştur.
Projenin ilk etabı olan ve Keçeli Han'ın bulunduğu parsele inşa edilen yapının cephe dili neoklasik olup, Karaköy'ün tarihi yapı stoğuna uyması amaçlanmıştır. Zemin kat üzerinde bulunan balkon, bir dönem yaygın olarak görülen "hitap balkonu" geleneğinin bir ürünü olup otelin girişini de vurgulayan bir saçak görevi görür. Otel; giriş katta lobi ve restoran, her katta 5 oda olmak üzere toplam 20 oda, 5. Katta iki adet penthouse suit, 1. Bodrum katta yer alan yönetim birimleri ve mutfak ile 2. Bodrum katta bulunan teknik hacimlerden oluşur. Odaların her birinin plan şemaları farklı olup büyüklüklerine göre standart, deluxe ve superior olarak ayrıldı. İki odanın birleşimine olanak sağlayan esnek plan sayesinde her katta 2 adet aile odası (connected rooms) yer alır.
The Haze Karaköy'e farklı, yeni bir kimlik oluşturmak adına, çağdaş tasarım anlayışı ile; altıgen geometriler, siyah-beyaz zıtlığı, kırmızının canlılığı ve özel olarak tasarlanan tüm tefriş üniteleri (sabit ve modüler mobilyalar) ile genel tasarım konsepti oluşturuldu.
Odaların; metrekare bazında büyük olmamalarına karşın hacimsel anlamda oldukça ferah bir alan sağlamak amacıyla; tavanlarda gizli ışıklı havuzlar, yatak ve banyo arasında cam bölme duvar, duvarlarda füme ayna ve yalın malzemeler kullanıldı. Zeminde ahşabın doğallığı, tekstilde yumuşak pastel renkler ve mobilyalardaki siyah beyazın zıtlığı ve tek bir koltukta tek canlı renk olarak kırmızıyı bir araya getirerek, odaya rahat ve kullanışlı bir atmosfer sağlandı.Oda banyolarında kullanılan tüm malzemeler; zemin ve duvar kaplamaları, vitrifiyeler, ayna İtalyan markalarından özel olarak seçildi.
Otelin giriş katında bulunan lobi aynı zamanda restoranın girişi içinde kullanıldığından yaya sirkülasyonu oldukça yoğun bir mekandır. İç mekan tasarımı olarak; ayna ve saç kombinasyonundan oluşan altıgen tavan strüktürü, bakır parlamalı eskitilmiş görünümlü büyük ebatlı zemin seramikler ve parlak kırmızı bankonun arkasında yer alan petek dokulu amber ledli duvar ile bulunduğu yapının neoklasik mimari yorumundan ayrışarak oldukça çağdaş bir
Dil barındırır.