The HUB Ofisi İç Mekan Tasarımı

Günümüz ofis çalışma alanlarında hiyerarşik ve merkezi yönetim anlayışı yerini çalışanların rahat edeceği, neredeyse ev koşullarına yakın, rahat ve dinamik iş ortamlarının yaratılmasına bırakırken, ofisler artık sadece iş değil, sosyal hayatın da desteklendiği, ofis iç mekan ortamlarının daha renkli ve keyifli alanlarla çeşitlenmesi yönünde gelişmeye başladı.

Artık zamandan ve mekandan bağımsız ortamlarda çalışabildiğimiz günümüzde, ofis tasarımları da bu yönde değişirken, esneklik, özgürlük, çalışma alanlarının sabit olmayan nitelikleri arasında yer almaya başladı. Yaratıcı ve öncü fikirlerin ortaya çıkması için ilham verici mekanlar, ortamlar yaratma tasarımcıların önceliği oluyor. Çalışma ortamında sağlanan özgürlüklerin, mekansal değerlerin, sosyal ve kültürel ilişkileri güçlendirerek, çalışanların yaptıkları işi benimsemeleri ve sahiplenmeleri, işleri ile bütünleşmeleri en önemli tasarım kriterleri arasında yer almakta.

Bu prensiplerle yola çıkılarak, “The HUB” paylaşımlı ofis için, BT Mimarlık tarafından hazırlanan iç mekan tasarımında, çalışanların rahatlığı ve yaratıcılığı ön planda tutulmuştur. Şirketin yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri, ve toplumsal konulara duyarlılığı ile tutarlı bir şekilde başlayan ve ilerleyen tasarım sürecinde sürdürülebilirlik, ulaşılalabilirlik, takım çalışması, birliktelik ön planda oldu. Yapının bodrum katlarında yer alan, spor merkezi, PlayStation/oyun alanı, kafe, dinlenme alanı, katlara yayılmış mutfak istasyonları gibi sosyal ve rahatlatıcı alanların oranı toplam çalışma alanlarına neredeyse eşit. Geleneksel ofis yapılarındaki hiyerarşik düzenin olmadığı, “makam odası” kavramını tamamen altüst eden yapılaşmada, şirket sahipleri için bile özel kişisel odalar veya masalar ayrılmaksızın, tüm çalışanların açık ofisleri kullanabileceği, ağırlıklı olarak da farklı büyüklüklerde toplantı odaları tasarlandı.