Miracle Residence
BFTA Mimarlık tarafından tasarlanan proje, Kurtköy'de havaalanı otoyol girişinin hemen yanında yer alıyor.50 m genişliğinde, 300 m uzunluğundaki arsası kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanıyor. Güney ucu, kuzey ucundan yaklaşık 10 m aşağıda. Binanın uzun cephesi doğusundaki TEM otoyoluna cephe veriyor. Arsaya yaya ve araç girişi, kuzeyindeki yoldan sağlanıyor.
Sabiha Gökçen havaalanının açılmasıyla birlikte çoğalan konut, ticaret, ofis, otel talepleri, uygun arsa temini, Kurtköy'ü Istanbul'un en hızlı yapılaşan bölgelerinden biri haline getirdi. Bu hız, beraberinde rutin binaların da bölgede çoğalmasını sağladı. Miracle Residence, otoyol yaklaşımından bu bölgenin girişinde yer alıyor.
Proje, arsasının batı sınırına yaklaşan iki adet 100 m uzunluğunda konut bloğu ve bu iki bloğun arasında yeralan sosyal tesis bloğundan oluşuyor. Bina dizisi arsanın bir çeperine yaslandığı için, araç giriş çıkışı ve peysaj birbirinden tamamen ayrılmış, doğu kısmında kalan uzun bahçede değişik spor alanları, yüzme havuzu güneşlenme terasları gibi zemin kullanımlarını planlamak kolay oldu. Binaların 2. kat döşeme hizalarında sürekli bir saçak, zemin katlarındaki cepheleri ile bu kotun üzerindeki cephelerini ayırır. Vaziyet ölçeğinde de dialatasyonla birbirinden ayrılmış dörder kısımdan oluşan bloklar aralarındaki sosyal tesis bloğu ile birbirlerinden ayrılıyor.
Böylece bloklar değişik kotlara yerleşebildi. Katlarda makas merdivenler sayesinde çok küçük bir ortak alan indeksi sağlanabildi. Bu hol bazı katlarda beş daire, bazı katlarda üç daire ve bir kat bahçesine erişmeyi sağlıyor.
Binaların cephesinde prekast fibrobeton, kompakt laminat, alüminyum korkuluklar ve füme renkli pvc doğramalar kullanıldı. Her biri özgün prekast panellerin kullanılması ile parapet yükseklikleri, doluluk-boşluk oranları düşünülerek, iki standart ölçüde yorumlandı. Ayrıca her bir dairede plan düzleminde yerleşimleri düzenlenerek, kısıtlı bir pencere listesi ile tasarım yapıldı. Kat bahçeleri batı cephesine yerleştirildi. Her kat bahçesi iki kat yüksekliğinded. Bu katlardaki ortak alanlar gün ışığından faydalanabiliyor. Saçak kotu üzerine çıkan çatı arası katları ile bina bitişlerinde uzun saçak hattı parçalara ayrıldı. Böylece zeminden sürekli bir saçakla koparılan, bitişinde de kendi silüetini oluşturan iki adet blok yüzeyi elde edildi. Bu cepheler düşeyde parapet yükseklikleri ile, yatayda oda duvarları ve pencere hatları ile oluşturulan bir gridin içinde parçalara ayrılmış
daha sonra ahşap, doğrama ve prekast olarak sınıflandırılıp mimari diline dönüştürüldü.
Dolayısıyla, bölgedeki sıradan yapılardan ayrılmış, sürekli ve kullanışlı bir bahçe sağlayan, inşaat alanını küçük bir ortak alan endeksi ile oldukça ekonomik kullanan, prestijli bir yapıya ulaşıldı.