Palmiye 360
Atölye 360 tarafından tasarlanan Palmiye 360 İstanbul Suadiye’de bulunan 10 katlı bir apartman.Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:
Palmiye 360 projesine, kendimiz de kat maliki olduğumuz eski Palmiye Apartmanı’nda yaşayan kat maliklerinin teklifiyle başladık. Bizi en çok heyecanlandıran, yıllardır tanıdığımız komşularımızın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir tasarım yapma ihtimali oldu.
Projedeki en temel amacımız, son birkaç senedir bölgeyi kasıp kavuran kentsel dönüşüm çılgınlığının bir parçası olmak ve diğerlerinin aynısı bir başka bina daha inşa etmek yerine, Kadıköy’ün ve Kadıköylüler’in değerlerini, onların istek ve ihtiyaçları doğrultusunda aktarabildiğimiz bir proje tasarlayabilmekti. Bu amaçla projenin her aşamasında Palmiye Apartmanı’nın eski ve yeni kat malikleriyle bir araya gelerek, onlarla proje üzerine tartışmayı ve onları mümkün olduğunca çok tasarıma ortak etmeyi dert edindik.
Eski Palmiye Apartmanı'nda 14 adet konut ve 2 adet dükkan birimi yer almaktaydı ve toplamda 22 adet hissedar vardı. Yeni binada ise 20 adet daire ve 2 adet dükkan olması öngörüldü. Projenin esas işvereni eski binada ikamet etmekte olan kat malikleri olduğu için tasarım sürecinin en temel problemi 22 farklı kat malikinin (ki bu sayı binaya yeni taşınacaklarla birlikte 25’i buldu) farklı istek ve ihtiyaçlarını tek bir bina kütlesi içerisinde cevaplayabilmek oldu. Kat maliklerinin arsa paylarının birbirinden farklı olması ise işi iyice zorlaştırdı. Buna yönetmelikle gelen sınırlamalar, insanların ince metrekare hesapları ve mimarlığın rakamlar arasına hapsolması da katıldığında, kat maliklerinin farklı ihtiyaçlarını karşılayabilecek gerçek mimari çözümler üretebilmek oldukça zor bir hal aldı. O nedenle çok farklı hacimlerde, çok farklı yaş gruplarına mensup, farklı istek ve ihtiyaçları olan kat maliklerine çözüm üretebilmek oldukça detaylı bir çalışma yapmayı gerektirdi. Hem yönetmeliğin getirdiği sınırlamalarla boğuşmak hem kat maliklerinin metrekare hesaplamalarını sırtlamak ve tüm bunları yaparken tasarım yapabilmek. Tüm bu mücadelenin sonucunda tasarım ekibi olarak her bir kat malikinin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için özelleşmiş 10 farklı tip daire çözümü ürettik.
Çalışmanın tasarım aşamasından, iç mekan düzenlemelerine, malzeme seçimlerinden kat planlarına dek her ölçeğinde katılımcı bir süreç izlemeye özen gösterdik, kat malikleriyle birlikte, onların istek ve ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlayan, oldukça yorucu ama bir o kadar da öğretici bir süreç geçirdik.
Projede dert edindiğimiz bir diğer mesele ise Kadıköy’ün nitelikli binalarının kentsel dönüşüm adıyla günümüzde yok ediliyor oluşu, ilçede adım başı türeyen şantiyelerin insan sağlığına olan olumsuz etkileri ve ilçenin içerisinde bulunduğu kaos ortamıydı. Kadıköy’ün özgün binaları hiçbir iz bırakmadan bir bir yok olurken yerlerine birbirinin aynısı binalar yükseliyor, Kadıköy’ün yeni rengi bu binalar oluyor. Tüm bu süreçte ise tüm ilçe koca bir şantiyeye dönüşüyor, semt sakinleri her gün sağlık ve güvenlik açısından birçok riskle karşı karşıya gelerek hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Bu kaotik ve geleceğe dair bilinmez durum ise bizim cephe tasarımımızı etkiledi. Cephe tasarımımızda, özellikle kompozit malzeme kullanmaktan kaçınarak, tüm cepheyi prekast bir kabuk olarak ele aldık. Cephe formunda Kadıköy’ün eski mimarisine gönderme yaparken, cephe detayları ve işlemelerinde ise bu kaos durumunu cephemize aktarmaya çalıştık.