BASF Türk İzmir Ofisi

BASF İdari İşler ve Gayrimenkul Yönetimi liderliği ve BASF global tasarım kriterleri ile geliştirilen proje ile firma, dünyadaki ilk hibrit çalışma modeli uygulamalarından birini Türkiye’ de gerçekleştirmiş oldu.

Esneklik, modülerlik, şeffaflık ve deneyim başlıkları, mekan tasarımının çıkış noktası oldu. Yenilikçi, keyifli ve her yaş grubundan çalışana hitap eden, hibrit bir çalışma ortamı planlandı. Çalışma dışında, çalışanların kendilerini geliştirebilecekleri, sosyalleşebildikleri, paylaşabildikleri, özel günlerini ve kutlamalarını da yapabilecekleri bir mekan oluşturuldu.

Yeni fiziksel yapı içinde, yaratıcılık ve üretkenlik için gerekli koşullar sağlanarak bir ortak çalışma ve yaşam alanı hedeflendi. “Çalışan odaklı” bir mekan düşüncesi ile, mevcut çalışma kültürünü, fiziksel çalışma mekanı temelinde değiştiren bir tasarım yaklaşımı ortaya kondu.

Bugüne kadar gerçekleştirdiği projelerde, ofisler içinde en çok kullanılan alanların, mekan sürekliliği ve bütünlüğü olan alanlar olduğunu tecrübe eden tasarım grubu, görsel ve işitsel temas kurulabilen, açık iletişime olanak veren mekanlara projesinde yer verdi.

Planlamada, herkesin özgürce kullanabileceği sosyalleşme alanları, farklı tipteki bireysel ve birlikte çalışma, toplantı ve görüşme mekânları ile mekan kullanımına yönelik esneklik sağlandı. Gün içinde farklı profildeki kullanıcıların ortak çalışabilmelerine, beyin fırtınası yapabilmelerine ve interaktif bir iletişim içinde olabilmelerine yönelik “çevik” (agile) bir mekan tasarımı gerçekleştirildi.

Tasarım grubu pandemi öncesinden bugüne “çalışan esenliği” temelindeki tasarım anlayışını bu projeye de yansıttı. Uzun saatlerini kapalı bir mekanda ve teknolojiye bağlı geçiren çalışanların,  fiziksel ve zihinsel anlamda sağlıklı ve mutlu olabilecekleri, verimliliği ve üretkenliği yüksek bir mekan önerisi ile, esenlik (well-being) kavramı çalışmanın temelini oluşturdu. Biyofilik tasarım adımlarının 3 ana başlığı da bu yaklaşımın proje içindeki tamamlayıcıları oldu.

Bu bağlamda, çalışanların azami gün ışığında, düzenli temiz havada, uygun ısısal ve akustik konfor şartlarında, doğru aydınlatma çözümleri ile teknolojik imkanlara sahip olarak çalışabilecekleri bir yaşam alanı planlandı. Yükseklik ayarlı masa kullanımı yanında, ofis içinde ve ofis dışındaki teras alanına direkt erişim imkanı ile hareket temelli çalışma prensiplerine projede yer verildi. Tasarım ile, tüm çalışanlara nerede, ne zaman ve nasıl çalışabilme özgürlüğü sunuldu. Ergonominin ve rahatlığın ön planda tutulduğu, kullanıcıların kendilerini rahat hissedebilecekleri, oturarak değil, bazen ayakta da çalışabilecekleri bir çalışma alanı tasarlandı.

Diğer yandan, mekanı boğmadan, kullanıcıyı sıkmadan, tasarım süreci içinde renk kullanımına yer verildi. Sakinleştirici, iyileştirici, rahatlatıcı özelliği olan renkler ile, rengin doğru, kararında ve zamansız kullanımına dikkat edildi.

Proje, Basf global dünyasının vitrin yüzü olması adına önemli bir çalışma oldu. Bu anlamda, Basf’nin kendi üretimi olan ürünlere proje içinde yer verildi. Özellikle, firmanın güçlü ürün gruplarından olan akustik "basotect" ürünü, Mimaristudio tasarımı ile estetik bir dilde hayat buldu. Yüksek tavanlı mevcut fiziksel yapı içinde, aydınlatma ile birlikte tasarlanan dev akustik enstelasyonlar, projenin dikkat çeken detayı diyebiliriz. Malzeme, akustik amacının yanında, alışılmışın dışında kullanımı ile mekanın özgün bir parçası ve kimliği haline geldi. Bunun yanında, üretim hammaddesi Basf ürünleri olan Vitra Vegetal Chair de dikkat çeken bir diğer ürün grubu.

Aydınlatma tasarımı da, tüm tasarımın bir parçası olarak ele alındı. Aydınlatma tasarımı Mimaristudio tarafından gerçekleştirilirken, teknik ölçüm ve hesaplamalar SDL aydınlatma tarafından yapıldı. Farklı kotlarda, düzensiz bir geometrik yapı içinde insan odaklı bir aydınlatma tasarımı hedeflendi. Lineer ve noktasal teknik aydınlatma ürünleri, bazı mekanlarda dekoratif aydınlatmalar ile desteklendi.

Bugün, BASF Turk’ ün yeni İzmir ofisi şirketin global kimliği ve yenilikçi yüzünü yansıtırken, hibrit çalışma modelinin fiziksel çalışma alanına yansıtıldığı, sadece çalışma değil aynı zamanda bir yaşam alanı olarak da çalışanların kullanımına sunuldu.