Cepa Ofis
Ankara'da bulunan Cepa Ofis projesinin inşaatı 2016 yılında tamamlandı.Öncüoğlu + ACP Mimarlık Şehircilik, projeyi anlatıyor:
Bu projede çevresine duyarlı, iç ve dış mekan tanımları, kitle etkisi bakımından yakın çevresinde farklı bir bakış getirmeyi hedefleyen bir yapı tasarlanması hedeflenmiştir. Doğal havalandırma ve kat balkonları kullanımıyla işletme maliyetlerinin minimize edildiği, çalışanların daha sağlıklı ve daha verimli çalışabilecekleri ofis mekanları sağlanmıştır.
İşveren halihazırda işletmekte olduğu CEPA AVM yapısının kuzey yönünde kalan boş kısımda, daha önceden bu sebeple ayrılan emsal alanını da kullanacak şekilde bir ofis binası yaptırmayı planlamıştır.
Proje kapsamında işveren tarafından beklenen, yapının planlanan bölümler içerisinde mimari ve mühendislik mesleki ilkeleri gerekli yerel ve uluslararası standartlara uygun, mimarlık ve mühendislik sınırları dahilinde olabildiğince örnek niteliğinde ilgi çekici ve kullanışlı olmasıdır. Ekonomi, işletim maliyetleri ve dayanıklılık da gözetilen diğer unsurlardır.
Proje alanı Ankara İli, Eskişehir yolu/ Batı koridoru üzerinde yer almaktadır. Halihazırda kullanımda olan CEPA AVM yapısının kuzey yönünde kalan boş kısımda, gerek o civarda oluşan oradan geçen ana bulvara cepheli ve oradan giriş alabilecek bir konum ve yerleşimde tasarlanacak bu ofis yapısı çevresindeki gelişen iş ve ofis mevcut potansiyelini kullanmayı amaçlamaktadır.
Proje alanı yer itibarı ile özellikle Eskişehir yolundan daha içeride, ancak yeni açılan geniş bulvara cepheli bir konumda ve arazi yapısı itibarı ile düz bir zemine oturmaktadır. Yapıda yüksek bir ofis kütlesinin monotonluğu; plan şemasındaki kütle geometrisi ile artiküle edilmiş, ayıca hareketli balkon/ teras çıkmaları ile yatayda ve üç bölümdeki farklı güneş kırıcı tasarımları ile dikeyde kırılmaya çalışılmıştır. Güneş kırıcıların plandaki hizaları bu farklılaşmayı 3. Boyuta da taşımakta ve katlar arası kullanıcılara da hissettirmektedir.
Proje alanı, genel olarak Doğu- Batı’ya yönlenmektedir. Bu durum da Doğu ve Batı cephelerinde güneş kontrolü için özel tedbirlerin alınmasını gerektirmiştir. Dolayısı ile; güneş kontrol elemanların eklenmesi şeklinde değil ama genel cephe dili ile bütünleşik yatay ve düşey güneş kontrol elemanlarının oluşturduğu bir doku, binanın genel cephe dilini oluşturmuştur.
Kütlenin genel yerleşim ve kat planı oluşumları tasarlanırken; özellikle servis ve sirkülasyon çekirdeğin bir bölümde konumlanarak, geriye temiz ve net ofis alanları bırakabilmesi ve cepheyi de maksimumda değerlendirmesi sağlanmıştır. Bu şekilde; hem çalışma alanlarına alternatifli planlama ve farklı seperasyon olanakları oluşturulabilmiş, hem de ofislerdeki bölümlemelerden bağımsız her bir ünite içerisine taze hava ve direkt dış mekan erişimi sağlanabilmiştir.
Ofis pencerelerinde açılabilir modüller öngörülmektedir. Açılabilir cephe modüllerin yapılma sebebi; ofislerde tam iklimlendirme sağlanacak olmasına rağmen- bu şekilde sağlanacak taze hava ile ‘’hasta bina sendromu’’ gibi kullanıcı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilecek faktörleri azaltma amacından kaynaklanmaktadır. Açılabilir modüller, mekanların olası bölünmeleri göz önünde bulundurularak, her birisinde olacak şekilde yerleştirilmiştir.
Yapının zemin katında, bu nitelikte bir yapının gerektirdiği ölçeğe uygun çift kat hacminde bir ana giriş fuayesi oluşturulmuştur. Fuaye yanında ise bina çalışanlarına hizmet verebilecek bir kafe vb. için mekan önerilmiştir.
İşlevsellik ve mekan kurgusu bağlamında yapının genel tasarım anlayışı olarak ‘yalın’ bir yaklaşım benimsenmiştir. Artikülasyonlardan kaçınılmış olup bu şekilde sadelik genel yapı diline ve kitle organizasyonuna da yansıtılmıştır. Bulunduğu kentsel dokuya yabancılaşmadan uyum sağlayan ve sürdürülebilir enerji kaynaklarından faydalanılmış ve kendi içinde ihtiyaçlarını karşılayabilen bir yapı tasarlanmaya çalışılmıştır.