Katılımcı (Ergün Mimarlık), İller Bankası Genel Müdürlük Projesi Davetli Yarışması
Arazi, gerek yapının çevresi ve şehirle ilişkisi gerekse kendi iç bütünlünü ve işlerliği açısından, yaklaşık yarı yarıya denebilecek, net bir şekilde ayrılmış iki parçaya ayrılarak planlandı:- Bu yapıların ve tüm birimlerin, Türk Ocağı caddesi ile ilişkilerini zenginleştirerek kurmayı hedefleyen bir meydan. (boşluk)
- Düşeyde idari birimleri içeren 30 katlı bir kule ve yatayda peyzaj ve topografya ile bütünleşen sosyal hacimlerden oluşan bir yapı (doluluk)
Aslında her ne kadar 'boşluk' olarak adlandırdığımız alan 'doluluk' ların oluşturduğu bina kısmına hizmet eden bir role ve sahip gibi gözükse de; başka bir açıdan bakıldığında da doluluklar yani bina kısmı, boşluğu oluşturabilmek için geri çekilmektedir.
1.kısım (Meydan / peyzaj):
Projenin Boşluk / meydan / peyzaj olarak tanımladığımız 1. Kısmı en az 2.' si kadar önemlidir. Öncelikle bir karşılanma duygusu yaratmakta, yoldan direkt binaya girmek yerine açık, yarı açık –kapalı alan hiyerarşini yumuşak bir şekilde kurarak binaya ulaşmamızı sağlamaktadır. 2.kısmı yani binayı algılatma fırsatını sunar. Özellikle yüksek binaların her zaman farklı uzaklıklardan farklı biçimlerde algılanması söz konusudur. Genelde şehirden (siluet) algılanışları çok kuvvetlidir. Ancak hemen yakınından bütünüyle algılanmaları zordur. Bu bakımdan, meydan, karşılanma hissiyatıyla birlikte yapının insan gözünden algılanışında da önemli rol oynar. Geniş boşluk aynı zamanda hızlı bir taşıt sirkülasyonun olduğu Türk Ocağı caddesi ile yapı arasında görsel ve işitsel bir ayrıştırma sağlamaktadır. Bir yandan da Makam, Ziyaretçi, konferans ve taşıt girişlerinin rahatça ayrıştırılması, her birinin müstakil açık karşılama mekanlarını oluşturabilmesi için de bir imkan yaratmaktadır. Makam girişi Ziyaretçi ve Konferans girişleriyle çakıştırılmadan, araziye daha çok kuzey istikametinden gelindiği düşünülerek, öncelikli olarak çözülmüştür. Bir sonraki etapta, merkezi konumda, yüksek binaya ortalayan genel giriş konumlandırılmış, üçüncül olarak da anfi şeklinde tasarlanmış bir yarıkla bir alt kottan sağlanan konferans girişi planlanmıştır. Taşıt girişleri ise Makam ve genel giriş olarak ayrıştırılmış meydanın iki uç noktasından ana cadde ile ilişkilendirilmiştir. Personel, servis ve kreş girişleri ise arka yoldan sağlanmış ön meydan ile tamamıyla ayrıştırılmıştır.
2.kısım (Bina):
Arazinin 2. kısmı, yani binaları içeren dilimi ise kendi içerisinde yine 2 farklı biçimde ele alınmıştır. Genel müdürlük, Ankara Bölge Müdürlüğü ve Makam kısmını içeren düşey idari blok ile; kreş, yemekhaneler ve konferans salonu gibi sosyal mekanları içinde barındıran eğime uygun bir şekilde teraslandırılmış yatay blok. Düşey blokta makam, gerek girişiminin gerekse kimliğinin ayrıştırılması amacıyla kütlesel olarak da kopartılmış, ana blok ile bağlantılı 5 katlı bir kütle şeklinde tasarlanmıştır.
Binanın çalışma mekanlarını içeren 30 katlı kule kısmının tasarımında temel motivasyon, çalışma alanlarını içe dönük birimler olarak tasarlamak yerine boşluklarla nefes alan, dinlenme ve sosyal alanları kuleye de taşıyan bir yapı oluşturmaktır. Bu doğrultuda bina da 3 farklı kotta geniş ve yüksek kat bahçeleri oluşturulmuş ve her katta daire başkanlıklarında bu kat bahçelerine bakan kısmi sosyal alanlar tasarlanmıştır. Bu 3 platform bina genelinde hizmet verirken, bu platformlara bakan iç balkonlar kat bazında boşlukla ilişkilenen dinlenme / bekleme alanları sunmaktadır. Bu platformlardan zemin kotundaki ilkinin, düşeydeki hacimsel akışkanlığı sağlamanın yanı sıra, yatayda da sirkülasyon açısından önemli bir görevi vardır. Binanın girişlerini içinde barındıran ilk platform, aynı zamanda Genel Merkez, Makam, Konferans, Sosyal alanlar arasındaki tüm bağlantıları da içermektedir. Dolayısıyla hem mekansal açıdan hem de sirkülasyon açısından 3.boyuttaki akışkanlık bu boşluğun karakterini ayrıştırmaktadır. Boşluklu durum binanın strüktürüne ve dış görünüşüne de sirayet etmiş, bina formu bu iç organizasyonu dışa aktaracak şekilde tasarlanmıştır. Bu noktada, binanın dışarıdan algısı da boşlukların konumlanışında etkili olmuş, içten dışa / dıştan içe çift yönlü bir etkileşimle bina şekillendirilmiştir. Boşluklar binaya çift yönden yaklaşıldığı düşünülerek Türk Ocağı caddesinin iki yönünden de algılanacak şekilde yol tarafında konumlandırılmıştır. Binanın üçgen formunun temelinde de her iki geliş yönünde de boşluklu yapısını hissettirmek vardır. Boşluklu yapı döşemelerin kesilmesi ve strüktürün hafiflemesinin yanı sıra cephenin kabuk diliyle de vurgulanmaktadır. Yapının strüktüründen doğan bir ızgara sistem ofis kısımlarında ikinci bir cephe katmanı olan alumınyum perfore panelleri taşımaktadır. İkinci katman boşluk cephelerinde kaybolurken şeffaflık vurgusu arttırılmıştır.