Oltu Müzesi
Erzurum’un Oltu ilçesi’nde 1919 ve 1920 yıllarında var olan “Oltu İslam Şura Hükümeti” ‘ne ait eserlerin ve belgelerin sergileneceği müze, Oltu’nun merkezinde, kaymakamlık binasının hemen yanında yer alacaktır.Oltu tarihindeki önemli bir kesiti günümüze aktaracak müzede, aynı zamanda Oltu’nun, Oltu taşı işlemeciliği gibi güncel dönem kültürel üretim faaliyetlerine dair bilgilendirme de yapılacaktır.
Konu, içerisinde bulunduğu bölgenin kültürü ve tarihi ile ilgili bilgi verecek bir yapı yapmak olduğunda bizim için aidiyet unsuru ön plana çıkmıştır. Bölgenin kültürüne, yerin coğrafik ve topoğrafik özelliklerine uygun bir yapı tasarlamak öncelikli hedeflerden biri olmuştur. Erzurum ve Oltu’da önemli tarihi yapılara bakıldığında iklimle ilişki kuran, masif bir yapılaşma görülmektedir. Bu masif kütleli taş yapılarda ışık kullanımı, ufak açıklıklar ve tepeden alınan doğal ışıkla mimariye katkı sağlar. Bölgenin kimliğini oluşturan yapılarda kubbeler, minareler, hava bacaları gibi mimari ögeleri kullanma biçimleriyle kütlelerde oluşturulmuş kademeler görülür. Döneminin yaygın kullanılan plan şeması olan avlulu yapılaşmaya sahip Rüstempaşa Bedesteni ve Çifte Minerali Medrese örneklerinde olduğu gibi kent yaşantısıyla hala iç içe, bütünleşiktirler. Yakutiye Medresesi ve Oltu Kalesi yapıları da kütlesel geometrileri, iç mekandaki ışık kullanımı ve malzeme kullanımındaki sadelik ile dikkat çekerler. Bu örnekler ve benzerleri, aynı bölgede yer alan tasarım aşamasındaki bir müze projesi için yaratılmak istenen atmosferi besleyen önemli unsurlar olmuştur.
Yerleşim kurgusunda müzeye yaklaşım belirleyicidir. İki kottan binaya ulaşım sağlanır: yol kotundan ve Kaymakamlık Binası (park kotunda) tarafından yaklaşım. Yol kotundan erişim için müze önünde bir meydan oluşturulmuştur. Rüstempaşa Bedesteni ve Çifte Minerali Medrese’de görülen avlulu plan şemasından yola çıkılarak park ve oluşturulan meydanla ilişki kuran bir kütle tasarlanmıştır. Avlu, park ve meydan birbiriyle bütünleştirilmiş, park kotu geçici sergi ve kafe, yol/meydan kotu müze olarak planlanmıştır.
Yapının tasarımında önemli ikinci bir kriter de yapının içeriği itibariyle sahip olduğu simgesel değeridir. Bir ilçenin tarihinde var olmuş bir devleti ve o ilçenin güncel faaliyetlerini tanıtan bir yapının kendini ifade etme konusunda zorluk çekmemesi gerekir. Bu sebeple belirgin hatlar ile oluşmuş, geometrik, yalın ve kısmen anıtsal bir yapı ön görülmüştür. Müzenin ilk galerisi, kütlesel olarak simgesel bir fonksiyona sahiptir ve yapının diğer kısımlarına göre yükselir. Bu galerinin içerisinde ise Oltu’ya dair genel bilgiler verilecektir. Güneş ışığı, müze işlevi gereği, kontrollü olarak alınmaktadır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, yapı, kabuğunda genelinde içe dönük bir tavır sergiler. Avlu bu içe dönük kullanımı zenginleştirirken, alt kotta cafe birimi ile kurgulanan yaşantı , parka ve dağ manzarasına yönlenmektedir.
Çevre dokusuna uyum sağlamak ve bölgedeki tarihi yapıların ruhunu çağdaş bir anlayışla yansıtmak için peyzajda ve cephede baskın malzeme olarak doğal taş tercih edilmiştir. Aynı yüzeyde aynı taşın farklı dokuları bir araya getirilmiş, malzemenin ışıkla kurduğu ilişki çeşitlendirilmiştir. Giriş ve avlu cephelerinde ise gün ışığı etkisi arttırılarak cam ve çelikten oluşan bir kabuk tasarlanmıştır.