Fenerbahçe Evi

1990’ların başında inşa edilen bir apartmanda tek kata yayılan yaşam alanının mekansal ve fonksiyonel eksikliklerinin tamamlanarak 3 kişilik bir ailenin ihtiyaçlarına estetik bir şekilde cevap vermesi amacıyla yapılan incelikli müdahaleler projenin kapsamını oluşturdu.

270 metrekarelik yaşam alanının tasarım sürecinde ilk olarak ev sakinlerinin istekleri, alışkanlıkları, rutinleri ve günlük yaşam akışları doğrultusunda bir mekan organizasyonu düşünüldü. Bu anlamda, orijinalinde 4 odalı evin bölücü duvarları yıkılarak 3 odalı olacak şekilde yeni bir yerleşim planı oluşturuldu; ev sakinlerinin birlikte zaman geçirdikleri ortak alanlardan mahremiyet sunan özel alanlara uzanan bir mekansal akış planlandı.

Evin kalbi niteliğindeki salon; kendi içerisinde oturma, dinlenme ve çalışma olmak üzere 3 alana ayrıldı. Oturma alanı, salonlara girenleri karşılayan escapefromsofa tasarımı konsol ile tanımlandı. Salonun sağ kanadında planlanan dinlenme alanı evin orijinalinde bulunan şömine çevresinde düzenlenirken; yüzeyler renk ve doku açısından farklılaşarak ve şömine de el yapımı seramik karolarla kaplanarak salondan koparıldı. Bu alanda aynı zamanda; mat seramiklerden, cilalı yüzeylerden, escapefromsofa imzalı metal Konstantin kütüphanelerden ve şömineden yansıyan ışık oyunlarıyla, şık ve ferah bir atmosfer yakalandı. Salonun sol kanadında düşünülen çalışma alanı ise ev sahibinin antika çalışma masası ve escapefromsofa imzalı modern kitaplık ile tamamlandı.

Yaşam alanının orijinalinde bulunan mutfak, alansal yetersizlik nedeniyle hemen yanındaki oda ile birleştirildi; mutfak ve yemek alanı şeklinde iki kullanıma ayrılırken, bu alanlar kemerli bir geçiş ile samimi bir atmosfer yaratarak birbirine bağlandı. Ev sahibinin yatak odasında uzanırken apartmanın ön bahçesindeki ağaçları görme arzusu üzerine ebeveyn yatak odasından mutfağa açılan sürpriz koridor, projeyi özel kılan en önemli detay oldu. Bu anlamda evin orijinalindeki balkon, alan olarak ebeveyn banyosuna dahil edilerek ebeveyn yatak odasından mutfağa açılan koridorun bir parçası oldu. Bu tasarımsal detay aynı zamanda, yaşam alanının tekne mantığında tek seferde dolaşılabilmesini sağladı.

Evin koridorunu ikiye bölen aşı boyası renkli çift kanatlı kapı, ortak ve özel alanlar olmak üzere düşünülen mekansal akışın tanımlayıcısı bir unsur olarak tasarlandı. Bu anlamda ebeveyn yatak odası, çalışma odası, yatak odası ve banyo, yaşam alanının ortak alanları olan salon, mutfak ve misafir WC’den ayrılmış oldu.

Canlı renk tonlarının bir arada kullanıldığı projede, doğal malzemelerle beraber ağırbaşlı ve bir o kadar sıcak bir yaşam alanı yaratıldı. Ana holdeki meşe duvar kaplamaları, salonun yumuşak formlu giriş duvarını izleyerek ortak yaşam alanına davetkar bir geçiş sağlandı; bu yaklaşım salon kapısında kullanılan perde ile desteklendi. Pastel renk paletine sahip yumuşak formların kullanıldığı mutfak, ebeveyn banyosuna açılırken formlarda keskin, renklerde canlı bir tasarım dili tercih edildi. Ebeveyn yatak odasında, nötr renk paleti ve aşıboyası mobilyalarla tamamlandı. Bu tasarım dili, çalışma odası ve yatak odasında da takip edildi. Evin banyosunda pastel tonlar, el yapımı seramik ve lilac mermerle bir arada yorumlanırken, misafir WC’sinde Elazığ vişne mermeri aşıboyası renk paletiyle birlikte kullanıldı.